Ölümsüzlük zannıyla
yaşadığım tüm günlerin derin acısını içimde ağır bir kaya gibi taşıyorum. Ara
ara kalbime düşüveren ölüm gerçeği; nehir kıyısında otururken beklenmedik bir
şeyin su üzerinde salına salına gelip önümden akıp gitmesi gibi bir şey… Onu o
nehre atan kim? Ve neden önümde durmuyor da geçip gidiyor?
Çok sıkılıyorum,
çok düşünüyorum ve görmezden gelerek yaşamaya devam ediyorum. Sonra diyorlar ki
neden yazmıyorsun? Çünkü yazmak; görmektir.
Önüme boş
bir defter ve kalem bırakanlara minnettar kalırken, o defter ve kalemi bir
köşeye kaldırmaktan da rahatsız olmuyorum. Boş defter ve kalem biriktirmek,
sanırım defter doldurmaktan daha akıllıca. Çünkü geçmişini tükenmez kalemle
yazdıysan; bir gün üzerine çizgi çeksen de yazdıkların okunacaktır. Okunmaz
hale getirmek için üşenmeden karalamalısın. Bu çok yorucu. Kurşun kalemle
yazarsan da, sildiğinde yine izi kalır. Ve defter çok yıpranır. Yıpranmış
defterlerimin çokluğundandır belki boş defterler biriktirme arzum. Artık
istiyorum ki bu defterler hiç dolmasın. Dolmasın ki, bildiklerimle dalga
geçerek sürdürdüğüm yaşamıma devam edebileyim.
Sıradanlığım
yazılmaya değer değil, yazılmaya değer olanlarsa sadece sıradan olanlar. Ancak yine
de yazmak istiyorum. Hiçbir defteri doldurmadan yazabilirim mesela. Yeni bir başlangıç
yapmak ve başka bir deftere geçmek çok çekici... Sonra yine, yeniden… Her
yazmak istediğimde yeni bir defter açmalıyım. Kesinlikle bu!
Yazmak,
yapılması gerekenleri göze alamayanların işi. Seni bekleyen onca şey varken
rüzgarın sesini dinlemeyi tercih ediyorsan ya da bir kedinin o küçücük delikten
geçişini ilgiyle seyrediyorsan, çöp kovalarını karıştıran eli yüzü pis adamlara
gözün takılıyorsa veya mimarisi çarpık yapılar durduk yere seni rahatsız
ediyorsa yazıyorsundur.
Çünkü içinde,
her derde deva sarımsak gibi bir ruhun var. Soyulduğunda çok kötü kokmasına
rağmen, özünde büyük hazineler barındırır. Kokuya bir müddet katlanabileceksen
sarımsağı soymalısın. Eğer bu seni rahatsız ediyorsa, daha çok defter eskiteceğe
benziyorsun.
Mustafa ÇOLAK
edebifikir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder