6 Eylül 2014 Cumartesi

KOMİK, BASİT, ÇOCUKÇA


Hayatımın her evresinde ne zaman dönüp arkama baktıysam geçmişimi komik, basit ve çocukça buldum. Beş-on yıl sonra da şuan ki halimi komik, basit ve çocukça bulacağım. Ölürken de demek ki tüm yaşamımı komik, basit ve çocukça bulacağım.
***
Hayatıma girip çıkanlar hiçbiri bir anlam ifade etmiyor. Düşündüğümde, içimde herhangi bir duygu uyanmıyor. Bugüne kadar yazdığım tüm şeyler de öyle. Sokaklar, otobüsler, yollar, karanlık sessizlik de boş ve gereksiz.
***
Aidiyetmiş tüm mesele. Kendini bir yere, bir yuvaya ait hissedebilmek. Ve görev bilinci… Görevimizi ifa etmek. Tüm mesele bu.
Evden camiye gidip gelen ihtiyarlar… Meğer ne çok şeyin farkındalarmış.



Mustafa ÇOLAK
   edebifikir
 

3 Ocak 2014 Cuma

SARIMSAK KOKUSU


Ölümsüzlük zannıyla yaşadığım tüm günlerin derin acısını içimde ağır bir kaya gibi taşıyorum. Ara ara kalbime düşüveren ölüm gerçeği; nehir kıyısında otururken beklenmedik bir şeyin su üzerinde salına salına gelip önümden akıp gitmesi gibi bir şey… Onu o nehre atan kim? Ve neden önümde durmuyor da geçip gidiyor?
Çok sıkılıyorum, çok düşünüyorum ve görmezden gelerek yaşamaya devam ediyorum. Sonra diyorlar ki neden yazmıyorsun? Çünkü yazmak; görmektir.
Önüme boş bir defter ve kalem bırakanlara minnettar kalırken, o defter ve kalemi bir köşeye kaldırmaktan da rahatsız olmuyorum. Boş defter ve kalem biriktirmek, sanırım defter doldurmaktan daha akıllıca. Çünkü geçmişini tükenmez kalemle yazdıysan; bir gün üzerine çizgi çeksen de yazdıkların okunacaktır. Okunmaz hale getirmek için üşenmeden karalamalısın. Bu çok yorucu. Kurşun kalemle yazarsan da, sildiğinde yine izi kalır. Ve defter çok yıpranır. Yıpranmış defterlerimin çokluğundandır belki boş defterler biriktirme arzum. Artık istiyorum ki bu defterler hiç dolmasın. Dolmasın ki, bildiklerimle dalga geçerek sürdürdüğüm yaşamıma devam edebileyim.
Sıradanlığım yazılmaya değer değil, yazılmaya değer olanlarsa sadece sıradan olanlar. Ancak yine de yazmak istiyorum. Hiçbir defteri doldurmadan yazabilirim mesela. Yeni bir başlangıç yapmak ve başka bir deftere geçmek çok çekici... Sonra yine, yeniden… Her yazmak istediğimde yeni bir defter açmalıyım. Kesinlikle bu!
Yazmak, yapılması gerekenleri göze alamayanların işi. Seni bekleyen onca şey varken rüzgarın sesini dinlemeyi tercih ediyorsan ya da bir kedinin o küçücük delikten geçişini ilgiyle seyrediyorsan, çöp kovalarını karıştıran eli yüzü pis adamlara gözün takılıyorsa veya mimarisi çarpık yapılar durduk yere seni rahatsız ediyorsa yazıyorsundur.
Çünkü içinde, her derde deva sarımsak gibi bir ruhun var. Soyulduğunda çok kötü kokmasına rağmen, özünde büyük hazineler barındırır. Kokuya bir müddet katlanabileceksen sarımsağı soymalısın. Eğer bu seni rahatsız ediyorsa, daha çok defter eskiteceğe benziyorsun.


Mustafa ÇOLAK
   edebifikir