14 Ocak 2013 Pazartesi

HAYATTAN ZEVK ALMAK GÜNAHTIR




Her şeyi, akıl ve kalp dâhil tam manasıyla her şeyi bir anda bırakıp uzaklara gitmek ne çekici bir söz! Ömrü boyunca özgürlüğü düşlemiş bir insanın, sevenlerine karşılık sevgi beslemek zorunda oluşuyla yüklendiği sayısız ödevler zincirini aniden koparıp, sorumluluk denen yorucu duygudan sonsuza dek azledilmek istemesi kadar normal bir şey olamaz.

Bu istek sadece hayalden ibarettir ve hayal olarak da kalması gerekir. Kurduğun hayalleri gerçek hayata dökmeye kalkarsan hayalin, gerçeğin g’sine varmadan yarı yolda ölecektir.

Düşünmeden ve planlamadan yaşamak istemenin sebebinin tembellik, sonucunun ise sefalet olduğu açık. İnsan sefalete ne kadar da düşkün! Ve düşünmeden yaşamayı isteyenlerin, genelde en çok düşünenler olması büyük tezat değil mi?

Esaret yorucudur. Hücre cezalısı bir mahkum, koğuşunda hiçbir iş yapmadan oturuyorsa da otuz senenin sonunda, özgür olup taş taşıyan hamaldan çok daha yorgun olacaktır. Başkalarının duygularıyla kaçınılmaz ilişkiler yumağı halinde kuşatılmış duygularımızın da zamanla yorgunluk duyması ve uzaklara kaçma isteği bundandır.

Yoğun hayat insana şunları söyletiyor: “Tüm işler çıkmaza girdi. İlerlemiyor.” İlerlemiyorsa durduğun yerde yapılacak işleri analiz et fakat yapma. Sadece izle. Hiçbir işe elini sürmesen de kıyamet kopmadığını göreceksin. Aslında hayatın ilerlemesi, bir yanılsamadan ibaret. Zaman ilerlemez, hiçbir şey ilerlemez. Saat durduğu yerde sadece döner. Dünya döner, gezegenler döner. Bir yerden bir yere gitmezler. İşte geldik gidiyoruz diye bir şey yok. Çünkü bir yere gittiğimiz yok. Sadece dönüyoruz ve dairemizi tamamlamakla mükellefiz, tıpkı her şey gibi. Dairenin sonunda başladığım noktaya geri döneceğim gün, kıyamet günümdür. Bu kadar.

Yorucu bir günün sonunda yazı yazmak için oturduğumda içimden gelen cümleler işte bunlardan ibaret. Zaten ne zaman yazmaya niyetlensem başladığım her konunun sonu, bu hayatın saçmalığı ve ölümün tüm ihtişamıyla var olduğunu söylemem ile noktalanıyor. Ölümün gerçek olduğu bir dünyada daha farklı bir mevzudan nasıl bahsedebilirim ki?

Öyleyse dinle beni: Hayattan zevk almak günahtır.


Mustafa Çolak
  edebifikir